2 Temmuz 2025’te Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren İklim Kanunu, Türkiye’nin 2053 yılına kadar net sıfır emisyon hedefine ulaşmasını artık yasal bir zorunluluk hâline getirdi. Kurumsal şirketler; ulaştırma, sanayi ve enerji sektörlerini içeren bu dönüşümde ana aktörlerden biri olarak ön plana çıkıyor.
Rakamlar, Kanunun Önemini Yansıtıyor
Bugün Türkiye’de trafikte yer alan araçların yüzde 30’u kurumsal filolara ait. Bu araçlar, toplam taşıt sayısına kıyasla trafikteki karbon salımının yaklaşık yüzde 60’ını oluşturuyor. İstanbul gibi büyükşehirlerde içten yanmalı bir motorlu araç sadece 1 saatlik trafikte yaklaşık 300 gram CO₂ salımı yapıyor.
Bu, yaklaşık 6 yetişkin ağacın bir günde temizleyebileceği karbon oranına denk geliyor. Sadece 1 saatlik kullanım dahi doğa için ciddi bir yük anlamına geliyor.
Bu, kurumsal boyutta daha çarpıcı bir tablo ortaya çıkarıyor. 100 araçlık bir filonun her gün sadece 1 saat trafikte kalması, yıllık bazda yaklaşık 11 ton CO₂ salımı anlamına geliyor. Bu miktarın doğadan temizlenebilmesi için 220’den fazla ağacın tüm yıl boyunca kesintisiz bir şekilde çalışmasına ihtiyaç var.

Metafleet Kurucusu ve CEO’su Tevfik Günal, “Kurumların bu yeni döneme uyum sağlayabilmesi için ulaşım stratejilerini yeniden gözden geçirmesi şart. Elektrikli araçlara geçiş, karbon ayak izini düşürmenin en etkili yollarından biri. Metafleet olarak biz, bu dönüşümün her adımında şirketlerin yanındayız” dedi.
Elektrikli araçlar sadece emisyonu değil, işletme maliyetini de ciddi ölçüde düşürüyor. Yakıt maliyetlerinde yüzde 70’e varan tasarruf, bakım maliyetlerinde ise yüzde 40’a yakın düşüş sağlıyor. Operasyonel verimlilik açısından da önemli bir avantaj sağlıyor.








Yorum Yap